14 Nisan 2012 Cumartesi

Çalıkuşu, Kınalı Yapıncak, Reşat Nuri Güntekin'den izler...

Ela Güntekin


Merhaba arkadaşlar;
Nisan bizler için mezunlar günü demek ama İstanbul'da bugünlerde şakır şakır yağmur yağıyor. Eh öyleyse okulumuzla sanal bir buluşmaya ne dersiniz?
Aşağıda lisemizin resmi web sitesinin adresini veriyorum. Bu adreste size bir sürpriz var ki o da lisemizde sanal tur. Mutlaka izleyin bence. Uzaklardaki tüm lise arkadaşlarımıza da öneriyorum.


Bir de okulumuzun yüz yıllık tarihinden fotoğraflar ve kesitlerin yer aldığı, EKL'yi Bitirenler Derneği Başkanı Sn. Meral Urcun'un anılarıyla renk kattığı belgesel (tanıtım filmi) var ki harika... Metnini dikkatle dinleyince çok hoşuma gitti. Kim yazdıysa tebrik ediyorum. O metinde bahçedeki ağaçlar, koridorlar, sıralar, hepsi adeta dile gelmiş. A, bir de 7. dakikanın ortalarında benim bu bloga koyduğum fotoğrafım var!


Tanıtım filminde de sözü edildiği gibi ünlü romancımız Reşat Nuri Güntekin o ünlü romanı Çalıkuşu'nu bu okulda öğretmenken yazmaya başlamış. Yine EKL mezunlarından ve sonradan eşi olacak Hadiye Hanım'a Kınalı Yapıncak dermiş. (Bildiğiniz gibi Kınalı Yapıncak, Güntekin'in Dudaktan Kalbe romanındaki ünlü roman kahramanlarından biridir.)
"Erenköy Kız Lisesi'nde öğrencisi olan, 'bitanem' diye hitap ettiği Hadiye Hanım'la 1927'de evlenir Reşat Nuri. Hadiye Hanım, sıtma hastalığıyla mücadelesiyle tanınan İzmitli doktor Feyzullah İzmidi'nin torunudur ve Erenköy Kız Lisesi'nde sesinin güzelliğiyle tanınmıştır. Sesi öyle güzeldir ki, okul idaresi onu yurtdışına göndermek ister ama babasının izin vermemesi nedeniyle, müzik aşkı yarım kalır. Hadiye Hanım ve Reşat Nuri Bey'in 1927'de başlayan yaşam ortaklığı tanrıya yakarılarak gelen bir evlatla şenlenir. Bu evladın adı Ela'dır, tam 14 yıl sonra doğmuştur Güntekin ailesinin şafağına. Doğuşu öyle önemlidir ki babası için, kızının hatıra defterine şu satırları nakşedecektir Ela 10 yaşındayken: "11 Mart 1951, Ela kızım, ben çocukken, senin yaşında iken, gökyüzünde aya bakardım, 'Ay dede ay dede, oğlun kızın çok dede, birini bana versene, Allah sana çok vere,' diye dua ederdim. Ay dede beni işitti. Çocuklarının birini bana verdi, 'Adı Ela kız olsun,' dedi. 'Benim kadar çok ömrü, benimkiler kadar güzel çocukları olsun,' dedi. Ela kızın babası Reşat Nuri Güntekin." http://www.sabah.com.tr/Pazar/2010/08/22/bu_dunyadan_ela_gecti





Güntekin ailesi uzun yıllar Büyükada Maden'de 119 numaralı köşkte yaşadı. Yazarın 1956'daki ölümünden sonra da evde eşi Hadiye Güntekin ve kızı Ela Güntekin kaldılar. Büyükada yürüyüşlerinde adanın Sedef Adası tarafına geçerseniz ya da faytonla Büyük Tur yaparken bu evin önünden geçersiniz. Evin bir yanı deniz bir yanı ormandır. Bahçesiyle, manzarasıyla, bir sofaya açılan odalarıyla büyük romancının o sade ve sıcak üslubuyla herkesin zevkle okuduğu romanlarını yazdığı bu ev işte karşınızda durmaktadır.
Bugün sizlere yüzüncü yılını tamamlayan okulumuzun anılarla dolu tarihinden ilginç bir yaprağı aralamaya çalıştım. Biliyorum ki daha pekçok değerli yaprak var aralanacak...

Büyük yazar R. N. Güntekin, eski mezunlarımızdan Hadiye Güntekin ve çevirmen meslekdaşım Ela Güntekin'in anılarına saygıyla...


NOT: Mezunlar derneğimizin gezileri bu ay da devam ediyor. Katılmak isteyenlere duyururum.